Feynman'ın 4 Adımda Öğrenme Tekniği

Richard Feynman 1918 doğumlu Nobel Fizik Ödülüne layık görülen Amerikan fizikçisidir. Biz bu yazıyla beraber Feynman’ı dünyaca ünlü öğrenme tekniği ile daha yakından tanıyacağız. Bugün Google arama motoruna öğrenme teknikleri kelimelerini arattığımız an karşımıza binlerce sayfa içerik ve onlarca çeşit öğrenme tekniği çıkıyor. Birçoğu gerek okul sıralarında sınavlarımızdan geçmek için gerekse iş hayatında sağlam temeller edinmiş bir biçimde ilerlemek için oldukça makul teknikler. Ancak Feynman’ın ismini verdiği bu teknik tam anlamıyla 7’den 70’e hitap eden ve her sektörden insanın kullanacağı basit 4 kural içermektedir. Bu kısa kurallara geçmeden önce Feynman’dan biraz daha bahsetmek istiyorum. Ardından bu kuralların daha anlamlı olacağına inanıyorum.

Feynman, 1940’lı yıllarda yaptığı kuantum elektrodinamiği kuramını yaratmış, öncülük ettiği çalışmalarını takriben 1965 yılında Nobel Fizik Ödülü’ne layık görülmüştür. Feynman’ın fizik alanındaki çalışmaları sadece bununla kalmamış parçacık fiziği gibi fiziğin çeşitli alanlarına da katkı sağlamıştır. Ancak Feynman’ı sadece başarılı bir Fizikçi olarak görmemiz çok büyük haksızlık olur. O aynı zamanda entelektüel bir düşünür ve Büyük Öğretici olarak da bilinir. Bilim dünyasında oldukça karmaşık durumları en basit halleriyle açıklayabilen Feynman aynı zamanda Öğretmen niteliğiyle de bilinirdi. Albert Einstein da üniversite yıllarında Feynman’ın seminerlerine katılmış ve onun bakış açısından ilham almıştır. Bill Gates aynı Einstein gibi ondan ilham almış ve Feynman’ı “sahip olamadığım en iyi öğretmen” olarak adlanmıştır.

Feynman’ın o dünyaca ünlü öğrenme tekniğine gelecek olursak aslında çok da zor bir sistem olduğu söylenemez. Kimimiz belki bunu çocukken oyun olsun diye yapıyorduk, kimimiz hala farkında olmadan gündelik hayatta da bu şekilde çalışıyoruz. Sadece sistemin “en basit” haliyle farkında olmak eminim işlerimizi kolaylaştıracaktır.

Feynman’a göre bilgi ikiye ayrılır. İlki tanımı bilinen bilgi. Yani bir konunun ne olduğunu genel hatlarıyla ezberlemiş olabilirsiniz. Bir ortamda üstün körü bundan bahsedebilirsiniz. İkincisi ise temelleri ile öğrenilmiş bilgidir. Burada ise bilginin derinlemesine öğrenilmiş olması beklenmektedir. Yani bir iki gün sonra hatırlanmayacak bir bilgi değil de uzun vadeli aklımızda yer edinecek bilgi.

Tam da bu noktada Feynman’ın 4 adımı bizlere yardımcı olacak. Fakat bu 4 adımdan önce gözlerinizi kapatın ve ilkokul öğretmeni olduğunuzu hayal edin. Konu ne olursa olsun. 1- Öğrenmek istediğin konuyu seç Burada ilk olarak boş kağıda ilgilendiğiniz konuyu yazın. Bu konu hakkında neler / hangi terimleri biliyorsanız bunları not alın. Her yeni bilgiyi buraya eklemeye devam edin.

2- En sade hali ile açıklamaya çalış

Konuyu en tüm terminolojiden uzak açıklamaya çalışın. Karşınızda 6 yaşındaki bir çocuk oturuyormuş da ona bu konuyu anlatmaya çalışıyormuş gibi.

3- Boşlukları fark et!

Hala 6 yaşındaki çocuğun bu bilgileri anlayamadığını mı fark ettiniz? Demek ki hala boşluklarınız var ki bunu siz de açıklayamıyorsunuz. Bu boşluklara yoğunlaşın.

4-Basit bir şekilde tanımla!

Şimdi ilk sayfadan itibaren, doldurduğunuz tüm boşlukları birleştirin. En yalın, en sade haline ulaştığınızı göreceksiniz. Tüm bunları yaparken size kolaylık sağlayacak birkaç tüyo: Basite indirgemek için gündelik hayattan örnekler verebilir, görsel benzerlikler kurabilirsiniz. Ya da olaya espri katabilirsiniz. İnsan en kolay görsel yollarla anlar. Bu sebeple görsel benzerlikler işinize çok yarayacaktır.

Bu öğrenme yöntemi İngiltere Ockham köyünde doğan 14.yüzyıl filozofu Willam tarafından da daha öncelerinde dile getirilmiştir. Ockham’ın Usturası olarak bilinen bu teori bir meseleyi çözmek için birden fazla yaklaşım varsa en basit olanı tercih etmemiz gerektiğini söylüyor. Konuyu Einstein’dan harika bir sözle bitirmek istiyorum;

Bir şeyi 6 yaşında bir çocuğa anlatamıyorsanız, siz de anlamamışsınız demektir.” — Albert Einstein